Toplumsal cinsiyetçiliğin hem yaratılıp sorunsallaştırıldığı hem de ideolojik uygulamalar olarak süreklileştirilip yaygınlaştırıldığı alan kadın-erkek ilişkileri olmaktadır. İktidar, hiyerarşi ve egemenlik ilişkilerinin toplumsal alanda somutlaştığı zemin de budur ve mikro devlet olarak tanımladığımız aile/evlilik gerçeğinde ise pratikleştirilmektedir. Kadın ve erkeklerin cinsiyetlendirildiği oranda özgür düşünce ve yaşam sınırlarının daraltıldığı, böylece kapitalist modernitenin hizmetine koşul ...