“Balinanın karnında sürüp giden günlerde kimisi pembeye, kimisi yeşile, kimisi
sarıya, kimisi de mora, turuncuya dönüşmeye başlayan rengârenk bir kuş
ordusuyduk artık. Rüzgârın ardından sökün eden yağmurun yıkadığı
tüylerimizden akan renkli sular, göğün boşluğundan yerin yüzüne sağanak
halinde iniyordu. Işık huzmeleri, göğü ve yeri birbirine bağlayan bir sütuna
dönüşmüştü. Acı çığlıklarla sallanan gök bir daha yere düşmeyecekti. Ve dünya
artık siyah beyaz deği ...