Cemal Süreya'nın sözüydü, "Şairin hayatı şiire dahil". Bu söz, bir özdeyişe dönüştü. O, kendi hayatını ve kendi şiirini de birbirine karılmış görüyor, böyle de görülmesini arzuluyordu. Ali Özgür Özkarcı tam da bu yöntemle bakıyor: "Cemal Süreya, tarihi kişisel deneyimi ile birlikte işleyen bir çizgide oldu hep. Deneyimini, aşkını, melankolisini toplumsallaştıran bir yeri aradı ve buldu."
Yeni kuşaklar, eskilerin mirasının yağmacısı değil, o gömünün arkeolojik kazıcısı oldukları sürece, sonu ...