"Aynı tomadan çıkmış gibiydiler. Yeşil haki parkalan, mekap ayakkabıları, postalları, ispanyol paça pantolonları, uzun saçları, kirli sakallan, Yılmaz Güney atkılara, 'Birinci' sigaraları, Cumhuriyet gazeteleri...
Kimseye yan gözle bakmaz, kimsenin hakkına tenezzül etmez, mal-mülk düşünmezlerdi. Lokmasını yoldaşıyla paylaşır, halkıyla her türlü dayanışmayı gösterirlerdi 'Batı'da yoldaş, hoca, bacı; 'Doğuda heval, talebe diye tanınır, çağırılırlardı. Devrime öylesine odaklanmışlardı ki ...